Günümüzde şirketler, iş akışlarını ve süreçlerini geliştirmek konu olduğunda çeşitli platformların faydaları hakkında teknoloji sağlayıcılarından bol miktarda malümata maruz kalıyor. Gelişen teknolojilerin yenilik ve rekabet avantajı için muazzam fırsatlar sunduğu bir gerçek. Bu değeri yaratmanın yolu da işin kendisi hakkında yeniden ve yepyeni bir bakış açısıyla bakmaktan geçiyor. Ancak çoğu zaman bu çözümler gerçek otomasyonu sağlamak yerine, bilgiyi basitçe dijitalleştiriyorlar. Sadece dijital teknolojileri mevcut sürece dahil etmek, dijital değişimin değerini anlamak için yetersiz kalıyor.

Bir şirketin verimliliği ve yatırım getirisi üzerinde eğer doğru kurgulanırsa pozitif  etki sağlayan Otomasyon ve Dijitalleşme arasındaki farklara bir göz atalım istiyoruz.

Temel Fark Nedir?

"Dijitalleşme" sözlük tanımı olarak, resimleri veya sesleri bir bilgisayar tarafından işlenebilen dijital bir biçime dönüştürmektir.

Dijitalleşme, sürecin çözülmesine ve bir veya daha fazla organizasyonel yeteneklerle değiştirilmesine yol açan manuel bir sürecin son dönüşüm aşamasıdır.

Dijital iş dönüşümü ise, fiziksel ve sanal dünyalar arasındaki sınırı bulanıklaştırmak için dijital teknolojileri kullanarak yeni iş tasarımları yaratmak ve yüksek verimli bilgi korelasyonu ağı oluşturma çabasıdır.

Bu işlem, verilerin bir teknoloji platformuna manuel olarak girilmesini veya zaman çizelgelerinin, çizimlerin ve diğer belgelerin basılı kopyalarının bir bilgisayara taranmasını, böylece bilgilerin analog bir formdan dijitale geçmesini sağlar.

"Otomasyon" ise şu şekilde tanımlanabilir: Bir ekip tarafından öncesinde analog veya dijital olarak manuel yöntemlerle idare edilen herhangi bir süreç, insan müdahelesi olmadan bağımsız ve otomatik bir şekilde bilgisayar destekli teknolojiler tarafından yürütülme işlemi, otomasyondur.

Yapay Zeka, Nesnelerin İnterneti ve Makine Öğrenimi, diğer teknolojiler ile entegre olarak otomasyonu mümkün kılıyor. IoT ve giyilebilen teknolojilerin sunduğu avantajlar sayesinde, manuel veri girişine gerek kalmadan, çalışan zamanı ve katılımını minimize eden sistemler yardımıyla, süreçlerin otomasyonu sağlanıyor.

Bir sürecin önce tasarlandığı ve ardından otomatikleştirildiği otomasyonun aksine, dijital süreçler bir kuruluşun dijital yetenekleri göz önünde bulundurularak tasarlanır. Dijital süreçler, ucuz, hızlı ve güvenilir görev yürütme gerektiren yetenekler sağladıkları için manuel olarak anlamlı bir şekilde yürütülemez. Dijital öncesi bir organizasyon, süreçlerin nasıl optimize edilip yürütüleceğine odaklanırken; dijital bir kuruluş, hedeflerine ulaşmak için ihtiyaç duyduğu yeteneklere odaklanır.

Bilgiyi basitçe dijitalleştiren çözümler ise, belge ve dosya oluşturulurken, veya bu datalar toplanıp dijital formatlara dönüştürülürken, hala büyük miktarda insan gücü ve zaman gerektirebiliyor.

Çalışanlar bu sürecin neresinde?

Otomasyonun süreçler içine dahil olması ile birlikte, üretkenlik, ürün kalitesi, veri kalitesini ve işçi güvenliği gibi alanlarda artış ortaya koyması şirketlerin bu konuda iştahlarını arttırdı.

Evrak işlerinde ve sistem veri girişinde tıkanmalara gerek kalmadan, çalışanların potansiyellerini gerçekleştirmelerine yardımcı olmak ve onları desteklemek için makineleri kullanma yeteneğine sahip olduğumuz bu noktada, asıl soruyu sormaktan geri durmayalım: İnsanlar için doğru işi nasıl belirleyebiliriz?

Bu popülerliğin diğer tarafında yer alan tartışmalar, iş gücü talebini büyük ölçüde karşılaması beklenen bu teknolojilerin yaratacağı işsizliğin boyutları. Ancak yapılan araştırmalar, gelişen bu teknolojinin kendine has yeni iş güçlerine ihtiyaç duyacağı ve kaybolandan fazla iş alanı açılacağı yönünde.

İnsanları süreçten çıkarmak değil, iyi oldukları şeyi yapmaya geri döndürmekle ilgilidir. İnsanların benzersiz değerinden yararlanmak için teknolojiyi kullanmalıyız.

 

 

 

HIZLI - KOLAY - GÜVENİLİR - SÜRDÜRÜLEBİLİR - HATASIZ


Go To Top